IQ ya da zeka; ne bildiğiniz değil, daha ziyade yeni bir bilgiyi işleme hızınızdır.

Derinlemesine yapılan araştırmalar IQ’nun genç yaşta sabitlendiğini, yani elinizde olan ile yetinmeniz gerektiğini gösteriyor.

“Aptallıkla dahilik arasındaki fark, dehanın sınırları vardır.”

– Albert Einstein

3. Kaygılısınız

Kaygıyı güzel bir şey olarak değerlendirmek oldukça zor fakat kanıtlar bunun o kadar da kötü bir şey olmadığını gösteriyor. Psikiyatrist Jeremy Coplan kaygı bozukluğu olan hastalarla çalıştı ve çok daha kötü semptomlara sahip insanların daha ılımlı semptomlara sahip olan insanlardan daha yüksek IQ skorlarına sahip olduğunu buldu. Diğer çalışmalar ise daha yüksek seviyede kaygılı olan insanların, daha yüksek seviyede sözlü IQ skorları olduğunu buldu. İsrail’de Interdisciplinary Center Herzliya’da daha karmaşık bir araştırma yürütüldü.

Araştırmacılar, katılımcılardan, bir yazılım programı tarafından sunulan sanat eserlerini değerlendirmelerini istedi ve ardından sahte bir bilgisayar virüsünü harekete geçirdiler. Üstelik bu virüse, sanki katılımcının yaptığı bir şeyden dolayı tetiklenmiş görünümü verdiler. Ardından katılımcılara, teknolojik destek almaları için acil bir görev verdiler. Hem de yollarına bir çok engel koydular. Araştırmacılar, görevleri yerine getirmek konusunda en odaklanmış ve en etkin olanların en kaygılı insanlar olduklarını gördü. Bir daha  biri sizden endişelenmeyi ya da kaygılanmayı bırakmanızı isterse , onlara bunun zekanızın büyüklüğünden kaynaklandığını söyleyebilirsiniz.